Hoşgeldin

| 21 Temmuz 2009 Salı

Bazı insanların hayatları bir yerden sonra monotonlaşır ve sürekli aynı şeylerin tekrarı gibidir. Şahsen son seneler benim içinde aynı, işe git, işten gel, yorgunluğu at, yemek ye, izlersen film izle izlemezsen internetti blogdu zamanı geçir ve tekrar uyu, açıkcası eşim içinde durum benzer.. Birbirimizi sadece akşamları görebiliyoruz :) iş çıkışı eve geldiğimizde yorgun yorgun yığılıp kalmak ve serin bir uyku vazgeçilmez tek keyfimiz bu monotonlukta..

ve bugün tarihi gün..

Saat şu anda gece 04:20 , beni uyku tutmuyor.. ve son 6 saattir yüzümde sürekli bir tebessüm var. İçimde heyecan var. Monotonluk artık ebediyyen bitiyor desem yeridir. Zira hayatımıza büyük bir yenilik girmek üzere,

Bu yenilik sayesinde artık hergünümüz başka bir macera olacak.. kah güleceğiz, kah eğleneceğiz, kah üzüleceğiz ama fark olacak.. günün sonunda monotonluğa neden olan şey yorgunluğumuzdu bu yenilik gün bitmeden daha o yorgunluğuda alacak..

Bahsettiğim yenilik hayatımda ilk kez tadacağım bir his,

«« Baba olmak »»

Top oynayacağız, parka gideceğiz oğlum yada kızım'la evi dağıtacağız, anneyi kızdıracağız, salonun orta yerinde maç yapacağız :) aklıma ilk gelen en tatlı hayaller tabi birde işin ceremesini çekeceğimiz günler var. babaaaaa korkuyorum! geeel! , gece ağlamaları zırlamaları, lan bi yerine birşeymi oldu diye sağına soluna bakalım diye çocuğa dokuz takla attıracağız, gecenin bi yarısı bir sesle zıplayacaksın sabaha kadar onu uyutayım derken uykusuz işe gideceksin daha nice ev maceralarımız olacak muhtemelen.. Sıpa kendisini şimdiden sevdirdi..

Macera nasıl başladı :

Gün içinde eşim telefon etti işyerine, akşam hastaneye gidelim diye. Tabi ben telefonla konuşurken arkadaşlar anlamışlar mevzuyu "hayırdır babamı oluyorsun" fln diye sordular. Eşim sakın kimseye birşey söyleme daha erken demiş olsada ben söylemeden zaten anladılar mevzuyu :) İş arkadaşım Eda "ben dayanamam akşam arar sorarım sana" dedi. Dedim arama bak hatun kimseye söyleme dedi ararsan ben söyledim sanacak , Eda akıllısı diyor ki ben sana sanki bir "dosyayı" soruyormuş gibi sorarım sende ona göre bir cevap ver ben anlarım !

"O dosyayı yazıcıya verdim :) çıktı almayı bekliyorum" Al sana cevap Eda!

Hayır işin komiği merak ederim dayanamam ararım diyen arkadaşa ben telefon ediyorum haber vereyim diye.. telefon kapalı! bu kız harbi leyla, yok ama şaka bir yana bazen iş yerinde onu kızdırsamda yada takılsamda moralini bozsamda ve her ne kadar 1 yaş kadar benden büyükte olsa ben onun birçok vasfını öz kızkardeşimin birçok vasfına o kadar benzetiyorum ki onun için o da benim bir kız kardeşim yerinedir.

Eda&Sedat darısı başınıza arkadaşlar :)

Muhtemelen çocuk doğana kadar bana sorulacak belli başlı sorulara da burada cevap vereyim. sorulduğunda uzun uzun uğraşmam link verir geçerim :p

Baba olmak nasıl bir his : İnsanın olağan şekilde çarpan kalbinin içinde daha küçük bir kalbin daha hızlı çarpması gibi..

Çocuğun ismi ne olacak : Erkek olursa Erkam Said , kız olursa Ecrin Visal..

Erkek ismi , Erkam , en zor dayanılmaz zulm günlerinde peygamberimiz (s.a.s)'e evini açarak İslam'ın tebliğinde hayatını riske ederek vazife almış ashab-ı kiram'dan Erkam bin Ebu'l Erkam (r.a)'dan geliyor. Eğer insan dünyadayken makbul amel işlemiş ve Allahın hoşnutluğunu kazanmış ise Allah katında Said'lerden yazılır. şayet şer niteliklerinden dolayı bunu kazanamamışsa şaki'lerden yazılır.

Kız ismi , Ecrin , Allahın hediyesi demek, Visal ise kavuşmak , kavuşma günü demek..

Niçin bu isimleri tercih ediyoruz : Eğer bir oğlumuz olursa canı gönülden diliyoruz ki ismini aldığı Erkam bin Ebul Erkam gibi din-i mubin'i İslâm için gerektiğinde her fedakarlığa gözü kapalı girsin ve hanesini İslam ile doldursun , İslam onun hanesinden taşsın oda ismini taşıdığı Erkam bin Ebul Erkam gibi kendi çağının "Erkam"ı olsun. ve ikinci ismi olarak taşıdığı Said ismini taşıyan bu asrın alimi gibi dinine,diyanetine,vatanına,milletine hizmet etsin ve bu iyi hasletleri hürmetine Allah katında ismi "Said" olanlarla bir yazılsın.

Eğer bir kızımız olursa biz bunun "Allah'ın bir hediyesi" olduğunu biliyoruz ve bu nimetin farkında olduğumuz bilinsin diye bu ismi düşünüyoruz. Visal ise bahsettiğim gibi "kavuşmak" demek ki biz bu hediyeye kavuştuğumuz için ve günün birinde o hediyeyi bize verene de kavuşacağımız için bununda farkında olduğumuz bilinsin diye bu isimleri uygun görüyoruz.

İsim tercihleri neye göre yapıldı : Öncelikle evladına güzel isim koymak ve dinini öğretmek anne baba üzerinde çocuğun en büyük hakkı, Öyleki her beden ölümü tadacak ve mahşerde diriltilecek, işte herkes bu ikinci yaşama uyanırken isminin manası ne ise o iş ile iştigal eder halde diriltilecek. Bunun içindir ki isim önemli, bir diğer hususda kıyamet gününde kişinin günahları sevaplarından fazla geldiğinde "Allah kulunun sevap hanesine yazılacak bir güzel işi varmı diye bakacak" ve o zaman ilk bakılacak "Kişi çocuğuna Allahın sevdiği kişilerin isimlerini vermişmi vermemişmi" bu husus olacak. Eğer vermiş ise Allah buyuracak ki "Benim sevdiğim kişileri sevip, çocuğuna onun ismini verene mağfiret ettim" diyecek ve o kişi cehennem yerine cennetle mükafat bulacak. İşin dünyalık boyutunda bir sebepte çocuğa konulacak ismin, çocuğun karakterine ve kişiliğine etki ediyor olması. bu 3 sebepten dolayı isim tercihlerimiz bu yönde..

Muhtemel doğum günü : 1-10 Nisan 2010 ± 1 hafta
Temennimiz : Sağlıklı sıhhatli aklı başında vatanına dinine milletine bağlı hayırlı bir evlat inşallah.

"Küçüğüm memleketin çeşitli dağdağalı günler geçirdiği, çalkalandığı, ferdi bazda ise maddi manevi çeşitli sıkıntılarla uğraştığımız şu günlerde hiç beklemediğimiz bir anda geliyorsun. Belki birçok kişiye göre ideal şartlar oluşmadı ama biz biliyoruz ki şartlar hiçbir zaman ideal olmaz. Zaten ideal denilen şey gerçekleşebilse ismi ideal olmaz. Onun için sen takdir olunan ve gelmen gereken zamanda geliyorsun. içimiz ve gönlümüz rahat biliyoruz ki senin rızkın bizden değildir. Seni bize gönderen seninle beraber rızkınıda gönderiyor işte onun için tam bir teslimiyet içerisindeyiz. Kim bilir belki sen ormanların yağmuru çekmesi gibi rahmeti, ferahlığı, esenliği Allah katından çekecek ve bu haneye getireceksin ve biz bileceğiz.. seni climax*'ın sonunda kollarımızı açmış bekliyor olacağız."

Climax : Yaşama giden yol

Başarılı insan

| 3 Temmuz 2009 Cuma

Malumunuz yaz aylarının akşamları bir başkadır.. Diğer mevsimlerde sokaklardan el etek çekildiği vakitler, yaz akşamları dinlendirici bir sessizliğin içindedir ancak her evden kendi başına mamur sokağa dökülen sesler şenlendirir etrafı.. ve bazı sokaklarda çocuklar halen dışarıdadır. Çocuk cıvıltıları kaplar kararmakta olan gökyüzünü.. gelmekte olan akşamı..

Çok seviyorum çocuk seslerini, çocukların çocukça maceralarını .. aklıma kendi çocukluğum geliyor.. ve düşünüyorum resmini yanda gördüğünüz Alfred de Vigny amcanın söylediği o sözü " Başarılı insan, Ergin yaşa geldiğinde çocukluk hayallerini gerçekleştirebilmiş olandır" bu söz bana hayatın neresinde olduğum hususunda bir yol haritası gibi geliyor..

Siz günün birinde büyük bir şirketede sahip olsanız, hayaliniz bir zamanlar küçük bir çiftliğinizin olmasıysa siz herkese göre başarılıda olsanız içinizde bir uhde olarak kalan o küçük çiftlik size kendinizi başarısız hissettirecektir. yani günün birinde her ne olursanız olun başbakan dahi olsanız şayet bu değilse hayaliniz. Siz başarısız sayılırsınız.

herkesin başarı kıstası kendisine göre farklıdır. Ancak ben bu konuda Alfred amcaya katılıyorum. Kendi hesabına hayatta başarılımıyım bunu sorgulamaya gelince.. kendimi pek başarılı bulduğum ve bugüne kadar başarılı olduğum söylenemez, ortalarda bir yerdeyim isteyip elde ettiğim şeylerde var. isteyip henüz ulaşamadıklarımda var. Güzel bir evlilik istemiştim ve tamda istediğim gibi bir eş bulmak nasip oldu. Evlilik konusunda başarıya erdim. Ancak bir o kadar önemli iş mevzu'unda henüz istenileni veremedim. işimi sevmiyorum.. açıkcası iş kavramı canlı bir varlık olsa onunda beni seveceğini sanmam :)

Küçükken akşamın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar arkadaşlarla ya bahçe duvarında yada balkonun altında oturur uzun uzun yıldızları izlerdik. Küçük ayı, büyük ayı vs. gibi bilindik takım yıldızları hemen bulurduk. Herkesin bir hayali vardı ben astronot olma peşindeydim. (hoş ki bir astronot okulu yok) şimdilerde ise bu hayalin çok uzağındayım ve eğer günün birinde dünyayı sadece ve sadece benim kurtarabileceğim bir hadise vukuu bulmazsa NASA'nın beni hatırım kırılmasın diye uzaya saatte bilmem kaçbin kilometre tazyikle fırlatacağınıda sanmıyorum. Ancak hedef şaşmadı sadece biraz değişti bunun yanında yanına yeni hedeflerde eklendi. Şayet bir beş sene sonra yada on sene sonra günün birinde bu yazıyı okursam ve bunun devamını yazmak ihtiyacı duyarsam ve o yazıda Alfred de Vigny'e göre başarılı bir insan olmuşsam anlayın ki akademisyen olmuşum , finans, iktisat yada ekonomi konusunda kariyer yapmışım yada kariyer basamaklarını hızla tırmanıyor olacağım demektir. Bunun yanında çocukluk hayallerininde peşinde koşan ve çift anadal hesabı yaparak Uzay Mühendisliği alanındada yol almaya başlamışım demektir. bir üçüncü kol daha var ki oda bir başarı sayılır aslında ancak o konuda çocukluktan bir hayalim yoktu son bir kaç yıl içinde vizyonumda yer etti. onun için onu şimdilik askıda bekletmek ve sözünü etmemek en doğrusu.

Başarılımıyım ?

Başarısız değilim..

Ancak başarılımısın sorusunun bana sorulma vakti henüz gelmedi.. bu soru için henüz erken..

Kim bilir belki 3-4 farklı kulvarda başarıya koşmaya çalışırken.. dileğimiz gerçekleşir bir kapı açılır ve kısa yolda amaca ulaşırız..